22 Temmuz 2013 Pazartesi

Pir Hasan Sezai Gülşeni K.S. Menkıbelerinden ;

Bir gün bardaktan başanır gibi yağmur yağmaktaydı. Şiddetli gök gürültüsü ile şimşekler çakar, sanki kıyamet kopmuş. Tekke içerisinde akmayan bir yer kalmamıştı.

   Hasan Sezâî hazretleri de bu esnada mihrapta oturuyorlardı. Ellerinde de taç
ve ipek kumaş parçaları bulunuyordu. Bu sırada Gül adındaki kızlarına bir elbise
yaptırmak için bir terzi dervişini çağırarak;

   "Bu dibâ parçalarının güllerinin biri, sağ göğsü üzerine diğeri de sol gögsü üzerine
gelip bir güzel cebecik olsun"
buyurdular.

   Bu sırada fazla yağan yağmurdan bütün elbisesi ıslanmıştı. Keza gök
gürültüsü ve şimşekler fazlalaştığında, Arhak Mehmed Efendi Hazretleri yanlarına
gelerek:

"Ne yapıyorsunuz?"  deyince

"Masuma bir cebecik yaptırıyorum." buyurdu.

 Arhak Mehmed Efendi de:

 "Kıyamet kopuyor. Siz ise cebe yapıyorsunuz." dediğinde,

    Mübârek başını kaldırıp:

 "Ya biz kıyamet koparanın kethudası mıyız ? İsterse kıyamet koparır, isterse
geçirir, isterse lûtf eder. Bizim işimiz o değil. Biz teslim ve rızada dert
sahipleriyiz. Şimdi masuma cebe lâzım. Başka bir şeyle alâka-mız yok" buyurdular.

*Menakıbı Sezai isimli eserden alıntıdır.*